Diz Kıkırdak Yaralanmaları Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Diz Kıkırdak Yaralanmaları Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Diz, vücutta bulunan en büyük eklemdir. Her adımda vücudun tüm ağırlığını üzerine alır. Merdiven inmek ve koşmak gibi eylemler sırasında diz eklemine binen ağırlık, vücut ağırlığının yaklaşık 10 katı kadar artar. Dolayısıyla kişi ne kadar ağırsa, diz eklemine uygulanan kuvvet de bir o kadar şiddetli olur. Bu önemli baskı ile baş edebilmek için diz ekleminde pek çok farklı yapı bulunur.

Hemen tüm vücut eklemlerinde olduğu gibi diz ekleminde de eklemi oluşturan kemikler, pürüzsüz bir kıkırdak dokusu ile kaplıdır. Kıkırdak, kemikler arasında yastık görevi görerek kemiklere binen yükün eşit olarak dağıtılmasında rol oynar. Kaygan yapısı ile diz ekleminin rahatça hareket edebilmesini sağlar. Diz ekleminin ortasında iki adet menisküs bulunur. Bunlar C harfi şeklindeki kıkırdak dokusudur. Ek olarak bölgede bulunan bursa adlı içi sıvı dolu kesecikler de kıkırdak yapısına destek olarak şok emilimine yardımcı olur. Pek çok mekanik yapıda olduğu gibi diz ekleminde de tekrarlayan hareketler, üzerine uygulanan kuvvetler, ani darbeler gibi etkenler, diz ekleminin yapısında bozulmalara yol açabilir. Bozulma; aşınma, yıpranma, hasarlanma ve yırtılma şeklinde olabilir. Tüm bu etkenler, kişinin diz ekleminde ağrı hissetmesine yol açar. Donuk ya da keskin şekilde hissedilen ağrıya ek olarak dizde, şişlik ve dengesizlik hissi oluşabilir. Bu gibi belirtilerin varlığında bir ortopedi uzmanına başvurarak muayene olmak gerekir.

Çoğu rahatsızlıkta olduğu gibi diz kıkırdağı yaralanmalarında da erken tanı önemlidir. Oldukça büyük strese maruz kalan diz eklemi, çok ender vakalarda kendiliğinden iyileşebilir. Ancak erken tanı sayesinde dizde oluşan hasarlanmalar nispeten basit tedavi yöntemleri ile iyileştirilebilir. Bazı vakalarda diz kıkırdağı hasarının cerrahi olarak tedavi edilmesi gerekebilir. Bu durumda da erken dönemde ameliyat olmak, diz kıkırdak yaralanmasının bir sonucu olan kireçlenme gibi olası rahatsızlık risklerinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. Diz kıkırdak yaralanmalarının tanı ve tedavi yöntemlerine geçmeden önce sıklıkla merak edilen “Diz kıkırdak yaralanması ne demek?” sorusunu yanıtlamak gerekebilir.

Diz Kıkırdak Yaralanmaları Nedir?

Hem femur (uyluk kemiği) hem de tibia (kaval kemiği), diz ekleminin kolay ve pürüzsüz bir şekilde hareket etmesini sağlayan küçük, beyaz eklem kıkırdağı ile kaplıdır. Sağlıklı eklem kıkırdağı, bir eklemin ana bileşenlerinden biridir. Kıkırdak, dönme hareketlerinin sıklıkla yapıldığı spor dalları gibi bir travma nedeniyle; diz döndürülürken veya bükülürken hasar görebilir. Kıkırdak ayrıca altta yatan kemik hasarı veya osteonekroz nedeniyle gevşeyebilir. Bazen de kıkırdak hasarı, yaşlanmayla bağlantılı olarak gelişen dokunun genel anlamda kalitesinin düşmesine neden olan osteoartritin (kireçlenme) bir sonucu olarak meydana gelir. Kıkırdak hasarı en sık 15 ila 30 yaşları arasındaki bireylerde veya 50 yaş üzeri kişilerde görülür. Kıkırdak yırtılmış veya aşınmışsa pürüzlü kemik yüzeylerini açıkta bırakarak eklemde sürtünmeye neden olabilir. Bu da, ağrı, şişme, kilitlenme gibi kısa süreli belirtilere neden olabilir. Diz ekleminde amortisör fonksiyonunun kaybolması nedeniyle uzun vadede osteoartrit benzeri belirtiler meydana gelebilir.

Diz Kıkırdak Yaralanmaları Belirtileri Nelerdir?

Spor sırasında veya travma sonucu ayakta dururken, dönerken veya çömelirken ani bir kıkırdak yaralanması meydana gelebilir. Yaralanmayı genellikle dizin şişmesi ve ağrı hissi izler. Yürümek, ayakta durmak, sandalyeden kalkmak veya merdiven inip çıkmak gibi gündelik eylemler sırasında ağrı şiddetlenir. Bazen kıkırdak, bağlı bulunduğu kemikten ayrılmaz. Bu durum dizde daha uzun süreli hafif şiddette ağrılara yol açar. Ancak ağrı, ani bir hareket sırasında şiddetlenir ve kilitlenme de görülebilir.

Kuvvetli bir yaralanmanın sonucu olarak meydana gelen diz kıkırdağı hasarına genellikle başka yaralanmalar da eşlik eder. Bu nedenle diz ağrısına neyin neden olduğu her zaman açık değildir. Aşınma ve yıpranma nedeniyle kıkırdak hasarı olsa bile belirtiler, diğer diz rahatsızlıklarının çoğuna benzer olabilir. Diz ağrısı, yürüyüşün değişmesine neden olabilir. Bu da dizlerde, ayak bileklerinde ya da kalçalara yanlış hizalamaya ve ağrıya yol açabilir. Diz kıkırdak yaralanması genellikle şu belirtilere yol açar:

  • Ağrı ve Hassasiyet: Kıkırdak zedelenmesi, tüm dizde yaygın bir ağrıya ve hassasiyete yol açar. Bazı durumlarda ise hasarlı bölgede veya dizin arkasında ağrıya neden olabilir.

  • Kilitleme: Dizin hareketli kısımları arasına bir kıkırdak parçası sıkışırsa diz kilitlenebilir. Bazen gevşek bir parçanın varlığı hissedilebilir.

  • Şişlik: Şişlik, eklem yüzeyindeki hasara bağlı olarak oluşur, Bu durum, diz kıkırdağının ne kadar fazla strese maruz kaldığına bağlı olarak farklı şiddetlerde görülebilir.

Hafif şiddette olan diz kıkırdak yaralanmalarında istirahat ve buz uygulaması, ağrının hafiflemesine yardımcı olabilir. Ancak ağrının hafiflememesi, diz ekleminde hareket kısıtlılığı gibi belirtilerin varlığında bir ortopedi uzmanına başvurulmalıdır. Dizin, vücudun diğer bölgelerine göre daha sıcak olması, diz ekleminin hareket ettirilememesi gibi şiddetli yaralanma belirtileri varsa vakit kaybedilmeden acil servise başvurulmalıdır.

Diz Kıkırdak Yaralanmaları Nedenleri Nelerdir?

Diz kıkırdak yaralanmasının ana nedenleri; yaşa bağlı olarak gelişen aşınma ve yıpranma, tekrarlayan hareketler veya travmalar olarak sıralanabilir.

Diz kıkırdağı hasarı tipik olarak bir menisküs yaralanmasını içerir. Ancak kondral yaralanma olarak bilinen eklem kıkırdağı yaralanması veya kemiklerde zedelenme varsa osteokondral yaralanma da meydana gelebilir. Diz kıkırdağı yaralanması, sıklıkla diğer yumuşak dokularda oluşan hasarla birlikte ortaya çıkar. İlk tedavi, dinlenme, buz uygulaması, kompres ve dizin kalp seviyesinin üzerine kaldırılmasını içerir.

Diz Kıkırdak Yaralanması Dereceleri Nelerdir?

Diz kıkırdak yaralanması, kıkırdakta oluşan hasarlanmanın boyutuna göre farklı derecelerde sınıflandırılır. Bu dereceler, tedavi yaklaşımında da belirleyici rol oynar. Diz kıkırdak yaralanması dereceleri şu şekilde sıralanabilir:

  • 1. Derece Diz Kıkırdak Yaralanması: Kıkırdakta yumuşak bir nokta veya kabarcıklar bulunur.

  • 2. Derece Diz Kıkırdak Yaralanması: Kıkırdakta küçük yırtıklar vardır.

  • 3. Derece Diz Kıkırdak Yaralanması: Lezyonlar derin çatlaklara sahiptir (kıkırdak tabakasının %50’sinden fazlası).

  • 4. Derece Diz Kıkırdak Yaralanması: Alttaki kemik açıktadır.

 

Diz Kıkırdak Yaralanması Tanısı Nasıl Koyulur?

Diz kıkırdak yaralanması belirtileri ile ortopedi uzmanına başvurulduğunda hekim, öncelikle kişinin anamnezini alır ve ardından fizik muayenesini yapar. Gerekli durumlarda röntgen, BT ve MR gibi radyolojik görüntüleme tetkikleri istenebilir. Elde edilen veriler ışığında diz kıkırdağındaki yaralanma ve yaralanmanın derecesi belirlenir. Bu noktada sıklıkla sorulan sorulardan biri de “Diz kıkırdak yaralanması nasıl tedavi edilir?” şeklindedir.

Diz Kıkırdak Yaralanması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Diz kıkırdak yaralanmalarında tedavi, cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle yapılabilir. Bu noktada belirleyici olan kıkırdak hasarının derecesi, kişinin yaşı ve genel sağlığıdır. Diz kıkırdak yaralanması ameliyatsız tedavi yöntemi, diz ekleminin dinlendirilmesi, kalp seviyesinin üzerinde tutulması, buz uygulaması, dizlik kullanımı gibi öneriler içerebilir. Bazı vakalarda bunlara ek olarak steroid ve/veya nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar reçete edilebilir. Eklem içi enjeksiyon uygulamaları ve fizik tedavi önerilebilir. Diz kıkırdak yaralanması ameliyatlı olarak da tedavi edilebilir. Cerrahi girişim, genellikle kıkırdaktaki hasar hareketleri kısıtlayacak ya da kişinin yaşamını olumsuz yönde etkileyecek kadar şiddetliyse tercih edilir. Diz kıkırdak yaralanmaları ameliyatı, artroskopik yöntemle yapılır. Halk arasında kapalı ameliyat olarak da bilinen artroskopik yöntemde iyileşme süresi hızlıdır. Cerrahi girişimin yöntemi de var olan hasarlanmanın şiddetine göre farklılaşabilir.

Eğer sizde ya da bir yakınınızda diz kıkırdak yaralanması belirtileri varsa bir ortopedi doktoruna muayene olmayı ihmal etmeyin.