• info@omeryavuz.com.tr
  • 08508116629

Akromioklavikular Eklem Çıkığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Akromioklavikular Eklem Çıkığı Nedir, Nasıl Tedavi Edilir?

Son derece geniş hareket kabiliyetine sahip olan omuz eklemi, pek çok farklı yapıdan meydana gelir. Omuz eklemi denildiğinde akla ilk, kürek kemiği ile üst kol kemiğinin oluşturduğu yapı gelir. Humerus yani üst kol kemiği ve kürek kemiği arasında bulunan bu eklem, glenohumeral eklem (GH) olarak tanımlanır. Ancak omuz eklemi 4 farklı eklemden oluşur. Göğüs kemiği (sternum) ve köprücük kemiği arasında sternoklaviküler eklem (SC) bulunur. Skapulotorasik eklem (ST), vücudun arka kısmında, kürek kemiğinin göğüs kafesi ile olan bağlantıyı oluşturur. Akromioklavikular eklem (AC) olarak adlandırılan yapı ise skapula yani kürek kemiği ve köprücük kemiği (klavikula) arasında bulunur. Bu yapıda meydana gelen çıkıklar ise akromioklavikular eklem çıkığı (AC eklem dislokasyonu) olarak tanımlanır. Akromioklavikular eklem çıkığı, genel popülasyonda 100 bin kişide 3 ila 4 kişide görülür. Omuz çıkığı vakalarının ise %4 ila %12’sini oluşturur. Buna göre akromioklavikular eklem çıkığının nadir olmadığı sonucuna ulaşılabilir. Akromioklavikular eklem çıkığı, kadınlara kıyasla erkeklerde 5 kat daha fazla görülür. 20 ila 30 yaşları arasında yaygındır. Tipik olarak atletik bir yaralanma olmasına rağmen akromioklavikular eklem çıkığı, genellikle trafik kazalarından sonra görülür. Yaralanma, çoğunlukla kol adduksiyondayken yani vücuda yakınken, omuzun dış yüzeyine gelen darbelere bağlı olarak meydana gelir. Bu darbeye bağlı olarak köprücük kemiği, birinci kaburgaya çarpar ve bu durum kürek kemiğinin hareket etmesine neden olur. Bu durumda öncelikli olarak korakoklaviküler bağ zarar görür. Uygulanan kuvvetin devam etmesi durumunda köprücük kemiği, kürek kemiğine göre daha fazla yer değiştirir. Böylece eklem yapısı bozulur ve akromioklavikular eklem çıkığı meydana gelir. Omuzun üstüne düşmek ve spor yaralanmaları da akromioklavikular eklem çıkığına yol açan ve sık karşılaşılan etkenler arasındadır. Akromioklavikular eklem çıkığı, cerrahi ve cerrahi dışı yöntemlerle tedavi edilebilir. Tedavi edilmeyen vakalarda ise kalıcı olarak şekil bozukluğu görülebilir ve omuz ağrısı şikayeti sürekli olabilir. Akromioklavikular eklem çıkığı tedavi yöntemlerine geçmeden önce çokça merak edilen “Akromioklavikular eklem çıkığı nedir?” sorusunu yanıtlamak gerekir.

Akromioklavikular Eklem Çıkığı Nedir?

Akromioklavikular eklem çıkığı, omuzda yer alan 4 eklemden birinin yapısının bozulması olarak tanımlanır. Omuzun üst kısmında yer alan bu eklem, kürek kemiği ile köprücük kemiğini birbirine bağlar. Akromioklaviküler, korakoakromial ve korakoklavikular ligament olmak üzere toplam 3 bağ, akromioklavikular eklem stabilitesini artırır. Akromioklavikular eklem yapısı içinde bazı kişilerde menisküs olarak bilinen kıkırdak doku da bulunur. Menisküs dokusu, tüm eklem hattı boyunca olabileceği gibi eklemin yarısına kadar da olabilir. Normalde akromioklavikular eklemde eklem kapsülü bulunur ve kapsülün içi, eklem sıvısı içerir. Bu sıvı eklemin rahat hareket etmesini sağlar. Ancak bazı bireylerde yalnızca fibröz doku da bulunabilir. Sıkça karşılaşılan sorulardan biri de “Akromioklavikular eklem ne işe yarar?” şeklindedir. Akromioklavikular eklem, kolun baş üstüne kaldırılabilmesini sağlar. Ayrıca kürek kemiğini destekleyerek kolun daha geniş açı ile dönmesine olanak tanır. Akromioklavikular eklem çıkığı, temel olarak bir tür omuz çıkığı olsa da omuz çıkığı dendiğinde aslında ifade edilmek istenen, kürek kemiği ile üst kol kemiğinin oluşturduğu glenohumeral eklemin (GH) ayrılmasıdır. Akromioklavikular eklem çıkığı 6 farklı derecede incelenir. Bu dereceler rahatsızlığın şiddetinin belirlenmesi amacıyla kullanılır. Evreler arasındaki farklılıklar, tedavi yönteminin ve sürecinin de farklılaşmasına neden olur.

Akromioklavikular Eklem Çıkığı Dereceleri Nelerdir?

Pek çok ortopedik rahatsızlıkta olduğu gibi akromioklavikular eklem çıkığı da hafif ve şiddetli arasında derecelendirilir. Bu derecelendirme sistemi, hastanın yakınmalarına göre değil muayene ve radyolojik görüntüleme sonuçlarına göre yapılır. Orijinal derecelendirme sisteminin üç derecesi bulunurdu. Tip 1’de burkulma, Tip 2’de eklemin kısmen çıkık olduğu ve Tip 3’te tamamen çıkık varlığı tanımlanırdı. Ancak günümüzde daha ayrıntılı bir sınıflandırma kullanılır. Rockwood sisteminde 6 farklı derece bulunur. İlk iki derecesi, orijinal derecelendirme sistemi ile aynı olsa da tam çıkık vakaları, 4 ayrı derecede incelenir. Bu 4 derecenin tümü, tam bir çıkığı temsil etse de köprücük kemiğinin korakoid kemiğe (kürek kemiği ve köprücük kemiği arasında yer alan kemik çıkıntısı) göre yer değiştirme miktarı ve yönüne göre farklılaşır. Akromioklavikular eklem (AC) çıkığının dereceleri ya da evreleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Derece AC Çıkığı: 1. evre çıkık, gerçekten bir çıkık değildir. Farklı bir deyişle 1. derece yaralanma olarak tanımlanabilir. Eklem yaralanmış olsa da röntgen görüntüsü normaldir. Derece 1 yaralanmada akromiyoklaviküler bağlar olarak da bilinen kapsül, mikroskobik düzeyde hasar görür. Bağın uzaması veya gerilmesi belirgin değildir. Bu durum yine de lokal ağrıya neden olabilir. Ancak tercih edilen ilk tedavi, her zaman cerrahi değildir. Çoğu vakada belirtiler 4 ila 6 hafta içinde düzelir. Ancak bazı durumlarda eklem yüzeyi önemli ölçüde hasar görebilir ve bu da travmatik artrit gelişimine neden olabilir. Kronik ağrı ortaya çıkabilir. Bazı vakalarda lokal enjeksiyon veya cerrahi tedavi gerekebilir.
  •  
  • Derece AC Çıkığı: 2. derece çıkık, akromioklaviküler ve/veya korakoklaviküler bağların kısmen yırtılmasını tanımlar. Eklem tamamen çıkık değildir. Köprücük kemiği ve korakoid çıkıntı arasındaki boşluk, normalden fazladır. İki kemik yapısının arasındaki mesafe, diğer omuza göre %25’ten azdır. İlk tedavi cerrahi değildir. Çoğu vakada belirtiler, fizik tedavi uygulamaları ve istirahat ile düzelir. Bununla birlikte bazı vakalarda eklemde oluşan kalıcı deformite, cerrahi tedavi gerektiren şikayetlere yol açabilir.
  •  
  • Derece AC Çıkığı: 3. derece çıkık, gerçek bir çıkıktır. 3. evre yaralanmada sadece AC eklemin kendisi değil, aynı zamanda önemli destekleyici bağlar da deforme olur. Genellikle doğrudan omzun “köşesine” düşmekten kaynaklanır. Bisiklet ve kayak yaralanmalarında yaygındır. Ayrıca doğrudan şiddetli, künt bir kuvvet de AC eklem çıkığına neden olabilir. İlk belirtiler, çok şiddetli ağrı, lokalize şişlik ve omuzda belirgin bir yumru varlığıdır. Yumru, köprücük kemiğinin ucunun yer değiştirmesinden kaynaklanıyor gibi görünse de aslında kürek kemiği ve kolun sarkması söz konusudur.
  •  
  • Derece AC Çıkığı: Köprücük kemiği ciddi şekilde arkaya doğru kaydığında 4. derece AC çıkığı meydana gelir. Çıkığın durumu sadece hekimin izlenimi ile belirlendiği için ölçülebilir bir mesafesi yoktur. 4. evre AC eklem çıkığı genellikle cerrahi girişim ile tedavi edilir.
  •  
  • Derece AC Çıkığı: 5. derece AC eklem çıkığı, köprücük kemiğinin ciddi şekilde yukarı doğru yer değiştirmesini tanımlar. AC eklem yaralanmasının en şiddetli tipini temsil eder. Köprücük kemiği ve kürek kemiğinin korakoid kısmı arasındaki ayrım, normal tarafın %100’ünden fazladır. Bu yaralanmada köprücük kemiğinden uzaklaşan kürek kemiğidir.
  •  
  • Derece AC Çıkığı: 6. derece AC eklem çıkığı, köprücük kemiğinin korakoid kemiğinin altına doğru yer değiştirmesidir. 6. Evre son derece nadir bir görülür ve literatürde çok az yer bulur.
  •  

Akromioklavikular Eklem Çıkığı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Akromioklavikular eklem çıkığı derecelerine göre farklı şekillerde tedavi edilir. Bazı vakalarda omuza buz uygulamak, askıya almak yeterli olabilir. Ortopedi uzmanı, nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar reçete edebilir. Cerrahi dışı tedavi seçeneğinde hekim aksini belirtmedikçe, ağrının azalması ile birlikte fizik tedavi uygulamalarına başlanabilir. Yapılan egzersizlerin amacı, ağrıyı azaltmak, hareketi iyileştirmek ve bölgede yer alan dokuları güçlendirmektir. Ancak var olan deformasyon kalıcıdır. Akromioklavikular eklem çıkığının cerrahi yöntemlerle tedavi edilmesi, hastanın yaşı, beklenen aktivite düzeyi, mesleği ve deformite toleransı (kozmetik görünümün kabul edilmesi) gibi etkenlere bağlı olarak kişiye özel olarak şekillenir. Açık ya da artroskopik cerrahi yöntemi ile yapılan operasyonlarda, bağ ve tendon transferleri dahil olmak üzere pek çok farklı yöntem kullanılabilir.

Akromioklavikular eklem çıkığı varlığında tedavi, ilk 1-3 hafta içinde yapıldığında genellikle daha iyi sonuçlar alınır. Bununla birlikte, birçok vakada ameliyat olmadan da mükemmel fonksiyon kazanımını görülebilir. Bu nedenle tedavi yöntemi, kişiye özel olarak belirlenir.

 

Eğer sizde de omuz çıkığı ya da akromioklavikular eklem çıkığı olduğunu düşünüyorsanız bir ortopedi doktoruna muayene olabilirsiniz.